28 Eylül 2012 Cuma

Boşanmış ailelerin çocuğu, annesinin soyadını kullanabilecek

Soyadı Kanunu'na göre, soyadı seçme vazife ve hakkının, evlilik birliğinin reisi olan kocaya ait bulunduğu, bununla birlikte Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikle kocanın “evlilik birliğinin reisliğinin” ortadan kalktığı ve eşlerin evlilik birliğini temsil yetkilerinin eşitlendiği kaydedildi.Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesine göre, kadının, evlenmeyle kocanın soyadını alacağı anımsatılan kararda, “Ne yazık ki uluslararası sözleşmelerle kadına tanınan soyadını seçme hakkının fiilen kullanılması olanağı şu an itibarıyla ülkemizde temin edilebilmiş değildir” ifadesi kullanıldı.
Yasalara göre kadınların, boşanma halinde önceki soyadını alacağı, çocuğun ise aynı soyadını kullanmaya devam edeceği belirtilen kararda, bunun da ciddi bir uygulama sorununa yol açacağına işaret edildi.  
Bununla birlikte, Soyadı Kanunu'nun 4/2. maddesinin, “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır” biçimindeki birinci cümlesinin, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği anımsatılan kararda, “Kanunun iptalinden sonra, boşanan eşlerden çocuğun bırakıldığı tarafın, velayet hakkını serbestçe kullanabileceği ve bu bağlamda kendisine bırakılan çocuğun soyadını belirleyebileceğinden kuşku duymamak gerekir” değerlendirmesi yer aldı.

“Annenin soyadını alması çocuğun menfaatine”
Velayet hakkının, ergin olmayan çocukların bakım ve gözetimine ilişkin haklar ve yükümlülükleri de içerdiği vurgulanan kararda, çocuğun soyadını seçme hakkının da velayet hakkının içinde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'nin başlangıç hükümlerinde çocukların yetiştirilmesi ve büyütülmesinde ana ve babanın aile içindeki rolleri bakımından tam bir eşitliğin sağlanmasının, taraf devletlerin yükümlülükleri arasında sayıldığına dikkat çekilen kararda, bu sözleşmenin 2, 9 ve 16. maddelerinde de çocukların tabiiyeti, aile adını seçme, evlilik ve aile ilişkileri konusunda tam bir eşitliğin sağlanması yükümlülüklerine yer verildiği kaydedildi.
Evlilik birliği sırasında çocukla ilgili bütün hak ve menfaatleri anne ve baba ortak kullanıyorken, boşanmayla birlikte velayetin verildiği eşin, velayetin bütün hak ve yetkilerini kullanabileceğinin kabulünün gerektiği bildirilen kararda, “çocuğun, beraber yaşadığı annesiyle soyadının aynı olmasının sosyal yaşam içinde ve hakların kullanılmasında menfaatine olduğu” vurgulandı.

29 Haziran 2012 Cuma

uyuşturucu,gasp ve bazı suçlarda açık cezaevi hakkı 2 yıla çıkarıldı

 28.06.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürülüğe giren değişiklikle UYUŞTURUCU,GASP ve bazı suçlarda Açık cezaevi hakkı 2 yıla çıkarıldı.


28 Haziran 2012 PERŞEMBE
Resmî Gazete
Sayı : 28337
YÖNETMELİK
Adalet Bakanlığından:
HÜKÜMLÜLERİN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINA AYRILMALARI
HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılmaları Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İlk kez suç işleyen ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanlar ile adlî para cezası iki yıl veya daha az süre ile hapse çevrilenlerin cezaları, 6 ncı maddenin üçüncü  fıkrasının (b) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerindeki koşulları taşımaları halinde doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebilir."
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendindeki  “bir” ibaresi “iki” olarak değiştirilmiş ve (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) Mülga 18/6/1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan zimmet, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160 ıncı maddesi, 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 56/1-D maddesi delaletiyle, mülga 765 sayılı Kanunun 133 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan askeri veya siyasi casusluk suçlarından hükümlü olanların koşullu salıverilme tarihlerine iki yıldan az süre kalması,”
MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.








17 Nisan 2012 SALI
Resmî Gazete
Sayı : 28267
YÖNETMELİK
Adalet Bakanlığından:
HÜKÜMLÜLERİN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINA AYRILMALARI
HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılmaları Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü  maddesinin birinci fıkrasındaki cezası iki yıl ibaresinden sonra yer alan ve ibaresi veya şeklinde  değiştirilmiş, ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci ve  ikinci fıkralarındaki cezası iki yıl ibaresinden sonra yer alan ve ibareleri veya şeklinde  değiştirilmiş ve altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İkinci kez suç işleyen ve bu suçtan iki yıl veya daha az süreli hapis cezası almış olanlar hakkında 6 ncı maddeye göre işlem yapılır.
MADDE 3 Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 6 Toplam cezalarının beşte birini kapalı ceza infaz kurumlarında iyi halli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine beş yıl veya daha az süre kalmış hükümlüler ile cezaları yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları veya kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümlerinde infaz edilen hükümlülerden toplam cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi halli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihlerine üç yıl veya daha az süre kalanlar, açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilir.
Müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, koşullu salıverilme tarihlerine üç yıl veya daha az süre kaldığında açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilir.
Açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilmek için, ayrıca;
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102, 103, 142, 148, 149, 188, 190, 328, 335, 336, 337 nci maddelerinden hüküm alanlar için, koşullu salıverilmelerine bir yıldan az süre kalması,
b) Kapalı ceza infaz kurumlarında cezaları infaz edilen hükümlülerden;
1) 29/7/2003 tarihli ve 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanununun 14 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanunun 221 inci maddesinden yararlananlar için, koşullu salıverilmelerine iki yıldan az süre kalması,
2) Örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilmelerine bir yıldan az süre kalması,
3) 5275 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumuna gönderilenler, geriye kalan toplam cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi halli olarak geçirmesi, koşullu salıverilme tarihine en fazla üç yıl kalması ve diğer koşulları taşıması,
aranır.
1/6/2005 tarihinden önce işlenen suçlarda birinci fıkra hükmü uygulanmakla birlikte ayrıca aşağıda belirtilen suçlardan 1/3/1926 tarihli ve mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununa göre mahkum olup da 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun gereğince cezasının infazı gereken hükümlüler bakımından;
a) Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 403 ve 404 üncü maddelerinde düzenlenen uyuşturucu madde ticareti, 414, 416/1 ve 418/1 inci maddelerinde düzenlenen ırza geçme, 491/3-4, 492, 493 ve 494 üncü maddelerinde yer alan hırsızlık, 495, 496, 497, 498, 499, 500, 501 ve 502 nci maddelerinde yazılı gasp ile 504 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde düzenlenen dolandırıcılık suçlarından hükümlü olanların koşullu salıverilme tarihlerine bir yıldan az süre kalması,
b) Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 313 üncü maddesinde yazılı, cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek, Mülga 18/6/1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan zimmet, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160 ıncı maddesi, 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 56/1-D maddesi delaletiyle, Mülga 765 sayılı Kanunun 133 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan askeri veya siyasi casusluk suçlarından hükümlü olanların koşullu salıverilme tarihlerine bir yıldan az süre kalması,
koşulları aranır.
Cezaların toplanması halinde açık ceza infaz kurumuna ayrılmada koşullu salıverme tarihine en az süre aranan suç esas alınır.
Açık ceza infaz kurumuna ayrılma süresini dolduranlar hakkında altı aylık deneme süresinin tamamlanması beklenmeden açığa ayrılma kararı alınabilir.
MADDE 4 Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 5 Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin gözlem ve sınıflandırılmaları veya altı aylık deneme süreleri sonunda, bu Yönetmelikte belirtilen koşulları taşımaları hâlinde;
a) Hükümlü ve tutuklu bilgi cetveli,
b) Süre belgesi,
c) Açık ceza infaz kurumuna ayrılmasının uygun olduğuna ilişkin;
1) Hükümlünün almış olduğu toplam ceza miktarı,
2) Koşullu salıverilme tarihi,
3) Açık ceza infaz kurumlarına ayrılma hakkını kazandığı tarihi
içerir, idare ve gözlem kurulu kararı,
d) Haklarında alınan iyi hal kararı,
e) İlâm,
f) Gözlem ve sınıflandırma formu,
g) Nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul ettiğini ve gitmek istedikleri kurumlardan en az üç yeri belirtir dilekçesi,
Bakanlığa gönderilir.
MADDE 6 Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 10 Aşağıda belirtilen hükümlüler hakkında, açık ceza infaz kurumlarına ayrılma kararı verilemez.
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olan hükümlüler.
b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüler.
c) Haklarında iyi hal kararı verilse bile, Kanunun 44 üncü maddesinde sayılan eylemlerinden dolayı toplam üç kez hücreye koyma cezası alan hükümlüler.
d) Örgütlü suçlardan hükümlü olanlardan bu yönetmeliğin 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri dışında belirtilen hükümlüler.
e) Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle, kalan cezası infaz edilmekte olan hükümlüler.
f) Eğitimevleri hariç kapalı ve açık ceza infaz kurumlarından firar eden hükümlüler.
Ayrıca aşağıda belirtilen hükümlüler hakkında, bu durumları devam ettiği sürece  açık ceza infaz kurumlarına ayrılma kararı verilemez.
a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinde sayılan nedenlerle haklarında tutuklama kararı verilenler.
b) Üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkumiyet kararı olanlar.
MADDE 7 Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kapalı ceza infaz kurumlarına iade ve yeniden açık ceza infaz kurumuna ayrılma
MADDE 13 Açık ceza infaz kurumunda cezası infaz edilmekte iken;
a) Haklarında tutuklama kararı verilenler,
b) Firar edenler,
c) Kınamadan başka disiplin cezası alanlar,
d) Yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar,
e) İş temin edildiği halde çalışmayanlar, işi savsaklayanlar, boykot edenler ve iş düzenine uyum sağlayamayanlar,
f) Kapalı ceza infaz kurumuna dönmek isteyenler,
g) Üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar,
ceza infaz kurumu kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına iade edilir. Bu karar infaz hakimliğinin onayına sunulur.
İnfaz edilmekte olan cezası dışında, başka bir suçtan haklarında mahkumiyet kararı verilenlerden, koşullu salıverilme tarihine kalan süre bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde belirtilen süreyi aşanlar, derhal kapalı ceza infaz kurumuna iade edilir.
Açık ceza infaz kurumunda cezası infaz edilmekte iken; kınama dışında disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı ceza infaz kurumuna bir defa iade edilenler iade tarihinden itibaren bir yıl, birden fazla iade edilenler her defası için bir yıl altı ay geçtikten sonra, diğer koşulları taşımaları durumunda açık ceza infaz kurumuna ayrılabilir.
Kendi isteği ile kapalı ceza infaz kurumlarına iade edilenler 6 aylık süre geçmedikçe yeniden açık ceza infaz kurumlarına ayrılamazlar.
MADDE 8 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 9 Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.